İlk bakışta birinin zihnini okuma fikri insana imkansız, hatta mantıksız geliyor. Altıncı his denilen, duyu ötesi algı durumu aslında gözlemlenebilir bir gerçeğe dayanmıyor. Ancak beynin fonksiyonlarıyla ilgili daha çok araştırma yapıldıkça ve bu konuda daha çok şey öğrendikçe, beyinlerimizin aslında sezgisel olduğunu fark ediyoruz.
Bu kurs içeriğinde sizler için;
Zihin okuma mümkün mü temelleri nelerdir?
Beden, Ruh, Zihin bütünlüğünden zihni anlama
Zihin okumada dikkat edilecek hususlar
Zihin okumada kullanılacak araçlar
Genel insan duygu durumları ile zihin okuma
Yalancı gülüşleri belirleme ve farkındalığı artırma
Güçlü empati süreci ve gözlemi fark etme farkındalığı
Zihinsel kalibrasyon süreci ve farkındalığı
Göz zihin koordinasyonunu geliştirme ve görme algısını anlama
Zihin okumanın asıl mantığını kavrama
Hayatta karşımıza çıkan hedefleri gerçekleştirmek, verilen görevleri yerine getirmek için birçoğumuz daha fazla odaklanmanın çözüm olacağını düşünüyoruz. Kendimize yapılması gerekenler listeleri, hatırlatıcılar, gürültü kesen kulaklıklar, hatta konsantrasyonu artırsın diye ilaç benzeri içerikler ediniyoruz. Ama yine de sık sık başarısız oluyoruz. Belki de hedeflerimizi gerçekleştirmek ve başarılı olmak için beynimizi daha farklı şeylere odaklamak gerekiyor olabilir. Vücudumuzun ve beynimizin gönderdiği sinyallere dikkat kesilerek, sezgisel gücümüzü artırmak, hatta bu şekilde başkalarının zihinlerinden geçenleri okuma becerimizi geliştirmek daha fazla başarı getirebilir.
Yaşamda gözlerin gördüğünden daha fazla değerler var. Güncel yaşamın çeşitliliğindeki iniş ve çıkışların, sevinç ve üzüntülerin ötesinde hiç değişmeyen bir zeka ve enerji alanı bulunur. Bu zeka alanı her şeyi düzenler; örneğin bir elma ağacı herzaman bir elma tohumundan çıkar.
Gerekli fırsat verilirse zihin doğal eğilimine dayanarak içimizdeki bu alana gider. Düşünceyi aşma budur ve düşüncenin ötesine geçmek anlamına gelmektedir. Bu yolculuk bilinçli olarak düşünen zihnin endişe ve karışıklığından sıyrılıp içimizdeki zeka alanının mutluluğuna doğru gitmesidir.
Günümüzde değişimin sürati artmaktadır ancak pek çok kişi buna ayak uyduramamaktadır çünkü içlerindeki zeka alanına dalma yetenekleri bulunmamaktadır;
o zaman yaşam, mücadele olmaktadır. Bu eksiklik uygarlığımızda görülen tatminsizliğin nedenidir ama şimdiye kadar fark edilmediği için saklı kalmıştır.
87
27
TAKE THIS COURSE