Kişisel Markalaşma zeki ve yaptığı işte başarılı olduğu ölçüde kendini markalaştırma da etkili ve başarılı olmayan insanlar içindir. Kendi kimliğinin kontrolünü ele geçirmek isteyen kişiler içindir.
Başka insanlara ve başka durumların değişmesine güvenmeyenler içindir. Kişisel markalaşma, daha fazlasını yapmak ve başarmak isteyen, kariyerinde sorun yaşayan ve ikinci şansı kendisinde daima gören ve buna inanan kişiler içindir. Yaptığınız herhangi bir işin garantisinin olmadığının farkında olan kişi içindir.
Günümüz rekabet dünyasında artık herkes fark yaratmanın yollarını arıyor; çünkü birçok kişi iyi okullardan mezun, yabancı dil biliyor, güçlü yetkinliklere sahip ve yetenekli. Peki, sizce yetenekli olan kişinin mi şansı daha fazla, yoksa görünür olanın mı?
Katıldığımız iş görüşmelerinde akılda kalmayı, iş yerinde terfi eden kişi olmayı ya da yeni bir girişimde bulunurken başarılı ve bilinir olmayı çoğumuz isteriz. İşte tam da bu noktada karşımıza “Kişisel Marka” dediğimiz kavram çıkıyor. Kişisel Marka dediğimiz şey; insanların sizi gördüğünde sizinle ilgili akıllarına gelen her şey olarak nitelendirilebilir. Kişisel markalaşma yolunda atılacak en önemli adım ise “Kişisel Farkındalık” tan geçiyor. Ben kimim? Ne istiyorum? Neyi hedefliyorum? Diğerlerinin gözünde olan algımın farkında mıyım? Güçlü yönlerim neler? Bu soruların cevabını kendimizde arayarak markalaşma sürecine başlamamız gerekiyor.
Kişisel markalaşma yolculuğunu, stratejik bir süreç olarak değerlendirmek doğru olacak. Etkilemek istediğimiz hedef kitle özelinde; imajımızı, sözel kimliğimizi, görünürlüğümüzü ve itibarımızı gözden geçirmemiz gereken stratejik bir süreçten bahsediyoruz.
1937
20
TAKE THIS COURSE