PLVR Simantasyonu ve Kullanılan Simanların Özellikleri

PORSELEN LAMİNA VENEERLERİN SİMANTASYONU

Ratings 4.65 / 5.00
PLVR Simantasyonu ve Kullanılan Simanların Özellikleri

What You Will Learn!

  • Konvansiyonel simanların özellikleri...
  • Rezin simanların özellikleri...
  • Estetik restorasyonlarda kullanılan rezin simanlar...
  • Simantasyon teknikleri...

Description

PORSELEN LAMİNA VENEERLERİN SİMANTASYONU

1-GİRİŞ

Porselen Lamina Veneer  restorasyonlarının uzun dönem başarısındaki en temel faktörlerden biri doğru siman seçimi ve simantasyon tekniğidir. İndirekt restorasyonların başarısını etkileyen faktörlerden birisi de şüphesiz kullanılan siman ve simantasyon tekniğidir. Gelişen teknoloji ile birlikte, hem ışık geçirgenliği olan, hem de dayanıklı estetik restoratif materyaller üretilmektedir. Porselen Lamina Venerler, tam seramik kronlar, tam seramik ve indirekt kompozit inley, onley gibi ışık geçirgenliği olan estetik restorayonlar genellikle minimal preparasyon derinliğine ve sınırlı retansiyona sahiptir. Restoratif materyallerin kesilmiş dişlere, kavitelere tutunabilmesi, marjinal yalıtım sağlaması ve restorasyonların uzun ömürlülüğü de yapıştırıcı ajanın etkinliğine bağlıdır.Porselen Lamina Vener  restorasyonlarının simantasyonu sadece restorasyonun retansiyonu için değil aynı zamanda materyalin dayanıklılığını da sağlar. Bu gereksinimler de konvansiyonel simanlar ile değil ancak adeziv rezin simantasyon ile sağlanabilir. Adeziv simantasyon, Porselen Lamina Vener  restorasyonlarındaki restoratif prosedürlerin en sonuncusudur. Başarılı bir adeziv simantasyon için Porselen Lamina Vener  restorasyon tedavisinin planlamasından, preperasyonuna ve renk seçimine kadar tüm süreçlerin başarılı olarak tamamlanması gerekir. Planlama hatası, dentin seviyesinde preperasyon ve yanlış materyal seçimi gibi birçok faktör simantasyonun başarısını direkt olumsuz yönde etkiler. Adeziv rezin simantasyonun dayanıklılık, sızdırmazlık ve uzun dönem başarısı birçok çalışma ile kanıtlanmıştır fakat komplike basamaklı bir simantasyon olmasından kaynaklı teknik hassasiyet tüm hekimler için daha zor bir simantasyon sürecine neden olmaktadır.

2-Rezin Sİmanların sınıflandırılması

Porselen Lamina Vener  restorasyonlarının  simantasyonunda kullanılan rezin materyaller kompozit esaslı olsalar da restoratif işlemlerde kullanılan kompozitlerden özellikle akıcılık ve dayanıklılık açısından farklılıklar gösterebilirler. İçeriğindeki bileşenlerin yoğunluğu, monomer, silan ve doldurucu oranları kompozit rezinin kullanım ve yapısal özelliklerini etkiler. Hekimin simantasyonda kullanacağı rezin sistemini çok iyi tanıması gerekmektedir. Kullanılacak rezin simanın akıcılığı önemlidir.  Dolgu amaçlı kullanılan akışkan kompozit rezinler yüksek kalınlıktaki doldurucu oranından dolayı istenilen akıcılıkta değildir. Ayrıca uzama kuvveti açısından rezin simanlara göre daha yüksek değerlerde olduğu için simantasyonda kullanımlaru uygun değildir.  Kullanılacak siman sistemi seçilirken, restorasyonun kalınlığını, kullanılan porselen materyali, renk, dayanıklılık, sağlamlık, stabilite, teknik kolaylık, biyouyumluluk ve adeziv başarı gibi birçok faktörü değerlendirip en uygun sistemin seçilmesi gerekir. Güncel self-polimerize sistemler ne kadar kullanım kolaylığı getirse de henüz istenen bağlantı dayanımına sahip değildir ve porselen lamina restorasyonlar için yetersiz kalmaktadır. Rezin simanları diğer simanlardan ayıran üstün özellikleri; yüksek bağlantı dayanımı, sıkışma ve gerilme kuvvetlerine karşı yüksek dayanım, düşük çözünürlük6, fonksiyon sırasında desimante olmayı engelleyen yüksek elastik modülüne sahip olmalarıdır.5, 7 Elastik modüllerinin de dentinin elastik modülü (18 GPa) ile yapıştırılacak indirekt restorasyonun elastik modülü arasında olmaları tavsiye edilmektedir.Rezin bazlı yapıştırma ajanları restorasyonların yerlerinde kalmalarını sağlayarak, sızıntıyı önlemek/azaltmak, pulpa sağlığını korumak ve diş ve restorasyon arası boşluğu doldurarak diş-restorasyon bütünlüğünü kuvvetlendirmek için kullanılır.

3- Yapışma Yüzeylerinin Özelikleri

Adezyon konseptlerini değerlendirebilmek için; yapışma yüzeylerinin özeliklerini, yüzey hazırlık metotlarını ve yüzeyler arası kimyasal etkileşimleri, farklı materyal kombinasyonları arasındaki bağlanma yüzeyi oluşumlarını, bağlanma yüzeylerindeki zamana bağlı değişimleri ve bağlanma yüzeylerindeki yaşlanmaya bağlı başarısızlık mekanizmalarını anlamak gereklidir

Adezyon, birbirine benzemeyen iki molekülü yakın temasta oldukları zaman bir arada tutan kuvvet olarak tanımlanabilir. Dental adezivler, hem diş sert dokuları ile hem de kullanılan restoratif materyal ile ideal bir bağlantı oluşturarak bu karmaşık yapıyı bir arada tutmayı amaçlamaktadırlar. Ağız ortamında kalıcı bir adezyon oluşturmak için, adeziv ajan ve yapışma yüzeyleri arasında yapısal bir bağlantı sağlamak, bağlanma yüzeyindeki stresleri azaltmak ve bağlanma yüzeyini bakteriyel invazyondan korumak temel hedefler olmalıdır.

‘Diş Dokusu – Siman Bağlantısı’ ve ‘Restorasyon – Siman Bağlantısı’ olarak iki kısımda incelenebilir. Minenin kimyasal yapısı incelendiğinde, %96 inorganik yapı (kalsiyum hidroksiapatit  kristalleri), %3 su ve %1 organik yapı (mine proteinleri ve kolajen) içerdiği görülür. Dentinin kimyasal yapısı ise, %45-50 inorganik yapı (hidroksiapatit  kristalleri), %30 organik matriks (kolajen) ve  %25 sudan oluşur. Dentin, mine kadar homojen yapıda değildir. Dentin tübülleri farklı derinliklerde sayı ve çap değişiklikleri gösterir. Ayrıca farklı bölgelerde, peritübüler ve intertübüler dentin miktarları farklıdır. Dentinin mineral içeriği mine kadar fazla değildir ve mineral yapıların dizilimi minedeki gibi düzgün diziler halinde olmayıp, organik matriks içinde dağınık haldedir. Bu nedenle Dentin adezyonu  zordur.

4- Resin Simantasyonda Kullanılan Adeziv Sistemler

Modern adeziv sistemler farklı yöntemler ile sınıflandırılmaktadırlar. Bunlar tarihsel gelişim süreçleri (jenerasyonları) ve bu süreçlerde işlem basamaklarında gerçekleşen değişim tiplerine (polimerizasyon şekilleri, primer içerikleri, smear tabakası üzerine etkileri, nem kontrolü), diş yüzeyinde bulunan farklı sert dokular üzerindeki hazırlık metotları (klinik basamakları) ve bu dokular ile kimyasal etkileşimleri (adeziv stratejileri) olarak sıralanabilir.

Günümüzde adezivlerin ‘‘tek şişe’’ teknolojisiyle çok daha kolay, daha hızlı ve daha az teknik hassasiyet gerektirecek şekilde uygulanması amaçlanmaktadır. Multimod adezivler self etch tekniğinin basitleştirme ve total etch sistemlerin bağlantı gücü  avantajını birleştirerek  7. Jenerasyon adezivlerden daha yaygın kullanılır hale gelmiştir. Ayrıca, universal adezivlerin direkt ve indirekt restorasyonlarda kullanılabileceği  ve self-cure, light-cure ve dual-cure olarak rezin bazlı yapıştırıcılarla uyumlu olarak metal, zirkonya, porselen ve kompozite bağlanacağı üreticiler tarafından bildirilmiştir.  Universal adezivler,  etch and rinse, self etch ve dentinde self etch mine de etch and rinse yöntemini içeren (selektif etch) olarak kullanılabilen adezivlerdir. Universal adezivler, çoklu uygulama seçenekleri ile klinisyenlerin tercihidir. Universal adeziv sistemler, içindeki kimyasal ve mikromekanik bağlar kurabilen monomerler sayesinde farklılıklar göstermektedir. Klinik basamaklarına göre üç basamaktan tek basamağa kadar farklılık gösteren sistemler mevcuttur. Asit, primer ve bağlayıcı ajanın ayrı ayrı veya farklı kombinasyonlar şeklinde bir arada bulunduğu bu sistemler de tüm elemanların ayrı ayrı olması, klinik basamak sayısını arttırarak sistemin uygulanmasını komplike hale getirir. Fakat sistemlerdeki basamak sayısını azaltmak amacıyla elemanların iki veya tek basamakta birlikte uygulanması da bağlanma kuvvetini ve dayanım süresini olumsuz etkilemektedir.

5-Resin Simantasyon işleminin aşamaları

Adeziv tekniklerin uygulanmasında  Diş üzerine yüzey hazırlık metotları üç ana basamaktan oluşur.Asit uygulaması, Primer uygulaması ve Bağlayıcı ajan uygulanması.

Asit uygulaması, bağlantı için organik matriksin çözülmesi ve yüzeyde bulunan prizmaların pürüzlendirilmesi işlemidir. Diş yüzeyi ile rezin siman arasında daha iyi bir bağlantı için minede indirgenme yapılmalıdır. Primer uygulamasında ,asitle pürüzlendirilmiş mine yüzeyleri üzerine uygulanacak restoratif yada simantasyon amaçlı kompozitler, akışkanlıkları yeterli olmadığından, mikroskobik girintilere yeterince penetre olarak mekaniksel adezyon oluşturamazlar. Bu adezyonun oluşabilmesi için, polimer matriksten oluşan ve başka polimerler ile seyreltilerek zenginleştirilmiş bağlayıcı ajanlar olan primerlerden yararlanılır.

Bağlayıcı ajanlar ise koşulları değiştirilmiş ve primer ile enerjisi yükseltilmiş dentin yüzeylerine uygulanan, hem rezine hem de dentine bağlanabilen, BİS-GMA (bisfenol A-glicidil metakrilat), TEG-DMA (trietilenglikol dimetakrilat) gibi düşük viskoziteli hidrofobik monomerlerdir.

Porselen Lamina Restorasyonlarda ise Asitleme ve Silan işlemi yapılır. Asitle Pürüzlendirmede, Laminanın iç yüzeyini hidroflorik asit ile pürüzlendirmek retantif bir etch paterni oluşturur.Bu mikroporoziteler bağlantı için yüzey alanını arttırır ve rezin için mikromekanik bağlantı sağlar. Asitleme, porselenin yüzey enerjisini düşürür.  Yüzey enerjisinin tekrar yükseltilmesi için silan uygulaması zorunludur. Silika esaslı seramiklerde yüzeye silan uygulanması rezin simanın kimyasal olarak seramik yüzeyine bağlanmasını arttırır. Silan molekülü iki fonksiyonludur. Hidroksil grubu ile seramik yüzeyindeki silikon dioksitlere, diğer fonksiyonel grubu ile de rezin organik matrikse bağlanarak kopolimer oluşturur.

Who Should Attend!

  • Diş hekimleri, akademisyenler ve bu eğitimleri halen almakta olan öğrenciler...

TAKE THIS COURSE

Tags

  • Dentistry

Subscribers

8

Lectures

6

TAKE THIS COURSE



Related Courses